Havalar iyice soğumaya başladı, yüksek kesimlerde karlar görülmeye başlandı. Bu şartlarda, özellikle kışın soğuk geçtiği bölgelerde yaşayan araç sahiplerinin motor bakımına daha özen göstermesi gerekiyor. Araç sahiplerinin tek başına gerçekleştirebileceği bakımlardan bir tanesi olan antifriz, motorun sağlığı açısından oldukça önemli.
Antifriz, 0 derece ve altında radyatör suyuna katılarak suyun donmasını önleyen kimyasal bir maddedir. Radyatör suyu, 0 derecede donacağı için, sıcaklıkların eksinin altında seyrettiği zamanlarda antifriz kendini gösterir. Antifriz, suyun donma sıcaklığını düşürür, kaynama noktasını da yükseltir.
Antifrizler neden renkli?
Antifriz, aslında alkolün bir türevidir. Renksizdir, ve suyla karıştırdığınızda da rengi değişmez. Ancak piyasada satılan antifrizlerin çeşitli renkleri mevcuttur. Aslında bu tamamen tüketicinin işini kolaylaştırmak amacıyla yapılan bir işlemdir. Antifriz ne tür olursa olsun renksizdir. Motordan sızma olduğunda araç sahiplerinin fark edebilmesi için de renklendirilir.
Renge göre değil, türüne göre antifriz seçin
Piyasada satın alabileceğiniz 4 çeşit antifriz mevcut. Bunlar;
- Organik Antifriz
- Inorganik Antifriz
- Hibrit Organik Antifriz
- Nitritli Organik Antifriz
Organik antifriz Fosfat ve Silikat gibi uzun süre kullanmazsanız işlevini yitirebilecek veya suyun sertlik durumundan etkilenebilecek içerikler organik antifrizlerde bulunmaz. Hatta kullanım ömürleri de 5 yıla ve 200 bin kilometreye kadar çıkabilir. Ancak, suyun yarattığı korozyonu önlemekte pek başarılı değiller. Organik antifriz, sisteme çok geç nüfuz eder, ancak uzun süre koruma sağlar. Artısı ve eksisi beraberinde gelir.
İnorganik antifriz İnorganik antifrizin içinde fosfat ve silikat bulunur. Her ikisi de motor soğutma sistemi için faydalıdır; fosfat demir için, silikat da alüminyum için koruyucu maddelerdir. Motor bloğunu ve soğutma sistemi parçalarının hammaddesini düşünürseniz, inorganik antifriz içerikleri tercih edilebilir hale gelir. İnorganik antifrizin negatif yönü ise, fazla kullanılmadığında bu iki madde çökme yapar ve malzeme koruma nitelikleri azalır. 50 bin kilometre veya 2 yıl kadar süre periyodunda mutlaka değiştirilmesi gerekir.
Hibrit Organik Antifriz Hibrit organik antifrizler, adı gibi melezdir. Hem organik hem de inorganik antifrizlerin karışımından meydana geldiği söylenebilir. Bu ürün geliştirilirken Avrupa’daki çeşme suyunun yüksek sertlik oranı göz önünde bulundurulduğu için böyle bir çözüme gidilmiş. Hibrit organik antifrizde fosfat yerine organik bileşenler bulunurken, alüminyum koruması sağlayan silikat benzeri inorganik bileşenler de mevcuttur.
Nitritli Organik Antifriz türü antifriz, sürekli çalışan ticari araçlar için geliştirilmiştir. Nitrit ve molibdenyum gibi bileşenlere sahiptir. Bu bileşenler antifriz ürününün ömrünü 1 milyon kilometreye kadar çıkarır. Genellikle kamyon, otobüs ve iş makinalarında kullanılır.
Aklınız biraz karışmış olabilir 🙂
Hangi tür antifriz kullanılmalı?
Yukarıdaki yazıdan da anlaşılacağı üzere antifrizde renk değil, içeriği önemlidir. Belirli bir içeriği olan antifrizin belirli bir rengi olmadığı için, bileşenlerine bakarak karar vermek gerekli.
Antifrizin rengi veya içeriği ne olursa olsun, esas amacı motoru korozyona karşı korumaya yardım etmektir. Geç donma ve daha yüksek ısıda kaynama gibi özellikler ise soğutma sistemine eklenen su/antifriz oranıyla doğrudan orantılıdır.
Otomobil üreticileri son zamanlarda silikat katkısı da olan hibrit türdeki, kullanım ömrü daha uzun olan organik antifrizleri kullanıyor. Bunun sebebi ise aslında suyun sertlik oranı. Eğer yaşadığınız yerdeki su sertse, ve aracınızı sürekli kullanıyorsanız inorganik antifrizleri seçmenizde hiçbir sakınca yok. Ancak, aracınız genelde park halindeyse ve bölgenizdeki su sertse hibrit ve organik antifrizleri tercih edin.
Antifriz seçimi yaparken otomobil üreticinizin tavsiye ettiği markayı ve modeli de göz önünde bulundurmanızda fayda var.
Organik ve inorganik antifrizlerin karıştırılması ile yapılan bir test sonucunda incelen antifrizin hem daha korozif özelliklere sahip olduğu hem de soğutma görevini istenildiği gibi yapmadığı sonucu elde edilmiştir. Bu nedenle de ya daha önce kullanılan antifrizin aynısı kullanılmalı ya da eskisi tamamen boşaltılarak yenisi kullanılmalıdır.
Antifriz radyatörü ve soğutma sistemini pas ve korozyondan korumak amacıyla da kullanılmaktadır. Bu yüzden sadece kışın değil, yılın her mevsiminde antifriz kullanılmalıdır.
Kolayoto.com avantajlarıyla antifriz satın almak isterseniz buraya tıklayınız.
Yaralı bilgiler sayfamıza buraya tıklayarak göz atabilirsiniz.
hocam iyi güzel anti friz tiplerini ayırmış yazmışsınız fakat satın alırken hiç birinin üzerine ne olduğu yazmıyor. yazanlarda hep organik. bende eski 23 yıllık bir araç var, sistemi 5-6 kez temizleyip koyduğum antifriz 1 gün sonra çamur gibi oluyor. ben hangi antifiriz almalıyım? hazır karıştırılmış alsam daha mı iyidir?
Koyduğunuz antifriz karışımının bir gün sonra çamur gibi olmasının nedeni aracınızın motor bloğundaki su kanallarında yıllar içinde oluşan paslanmadır. Yukarıda anlatıldığı üzere antifrizin bir görevi motorda suyun dolaştığı yerlerde oluşacak paslanmanın önüne geçmektir. Bundan dolayı antifriz ve su karışımının türüne göre iki yada beş yılda bir değiştirilmesi gerekir. Ayrıca piyasada satılan ucuz antifrizlerin içinde anti korozif katkılar pek bulunmadığından paslanma önleme özellikleri ya yoktur yada çok düşüktür.
Sizin aracınızda da yıllar içinde soğutma sıvısı olması gereken zamanlarda değiştirilmediğinden paslanmalar oluşmuş. Bundan dolayı yeni antifriz ve su karışımı eklediğinizde sıvı sistemde dolaştığında pas karışıyor ve rengi çamur gibi oluyor. Bu konuda yapabileceğiniz bir işlem yok. Ancak ilerde motor rektifiye amaçlı dağıtıldığıda soğutma kanalları fiziksel olarak iyice temizlenirse bahsettiğiniz sıkıntı giderilebilir.
İkinci el ve sıfır bir araç için komple antifiriz koysak su hiç kullanmasak herhangi bi sıkıntı olurmu su koymamız gerekiyo ise musluk suyu degilde saf şunu kullanmak gerekir
en optimumu safsu ile antifrizi yüzde 50 olarak koymanızdır. eğer saf antifriz koyarsanız hem donma noktası yükselir hemde ısı transfer katsayısı artar